5711 Sayılı Kanun ile Kat Mülkiyetinde Değişiklikler

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun şekilde bir avukata danışmanız önerilir.

5711 Sayılı Kanunun Genel Çerçevesi

5711 sayılı kanun, Türkiye’deki kat mülkiyeti ve kat irtifaklarına ilişkin mevcut hukuk düzenlemelerinde önemli değişiklikler getirmiştir. Bu kanun, 28 Kasım 2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır ve kat mülkiyeti ile kat irtifakı konusunda hukuk sistemimizdeki bazı eksiklikleri gidermek, mevcut düzenlemeleri iyileştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Kanunla birlikte, özellikle kat mülkiyetinin kurulması, yönetimi ve kat maliklerinin hakları gibi konularda önemli yenilikler yapılmıştır.

Kat mülkiyetinin kurulabilmesi için, anagayrimenkuldeki bağımsız bölümlerin değerlerinin arsa paylarına oranla hesaplanması gerekmektedir. Bu durum kat mülkiyetinin daha düzenli ve adil bir şekilde kurulmasına olanak tanımaktadır. Ayrıca kat irtifakının kat mülkiyetine dönüştürülmesi için gereken belgeler ve süreçler de belirli bir çerçeveye oturtulmuştur.

5711 sayılı kanun, kat mülkiyeti kütüğünün tutulmasına dair genel hükümleri de kapsamakta ve bu kaydın Tapu Sicili Tüzüğüne göre düzenlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Tüm bu düzenlemeler, kat mülkiyeti sahiplerinin haklarının daha iyi korunmasını sağlamak amacıyla yapılmıştır.

Kanunun Getirdiği Yenilikler

5711 sayılı kanun ile getirilen en dikkat çekici değişikliklerden biri, kat irtifakının kat mülkiyetine dönüştürülmesi sürecindeki belgelerin standartlaştırılmasıdır. Kat mülkiyetinin kurulabilmesi için, yapı kullanma izin belgesinin alınması ve gerekli proje belgelerinin düzenlenmesi zorunludur. Bu durum, kat mülkiyetinin daha düzenli bir şekilde tesis edilmesine olanak tanımaktadır. Örneğin, anagayrimenkulün mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesi için gereken belgeler arasında mimar tarafından onaylanmış proje de bulunmaktadır.

Ayrıca, kanunun 12. maddesi, kat mülkiyetinin kurulması için gereken belgeleri detaylandırarak nihai mülkiyetin hangi şartlar altında yapılacağını belirtmiştir. Her bağımsız bölümün arsa payı ve diğer kullanıma dair bilgiler de notere tasdik ettirilerek tescil edilmek zorundadır. Bu düzenleme, kat mülkiyeti sahiplerinin haklarının korunmasını ve taraflar arası anlaşmazlıkların önlenmesini amaçlamaktadır.

Diğer bir yenilik, toplu yapılara dair özel hükümler getirilmesidir. 5711 sayılı kanun ile birlikte, toplu yapıların yönetimi ve ortak kullanıma açık alanların yönetimi konusunda düzenlemeler yapılmış, bu yapılar arasındaki ilişkiler daha iyi tanımlanmıştır. Örneğin, toplu yapıların ortak sosyal tesislerinin yönetimi ve giderlerinin paylaşımı konularında düzenlemeler yapılmıştır.

Uygulamadaki Değişiklikler ve Zorluklar

5711 sayılı kanun, uygulamada bazı zorluklar ve karmaşıklıkları da beraberinde getirmiştir. Kat mülkiyetinin birçok farklı paydaşı olduğunu göz önünde bulundurursak, her kat malikinin haklarının gözetilmesi açısından bazı mahkeme süreçlerine ihtiyaç duyulabilir. Özellikle, kat mülkiyetinin kurulması için gereken belgelerin eksik veya hatalı olması durumunda, bu belgelerin tamamlanması için mahkemeye başvurulması gerekebilir. Bu tür durumlar, hem zaman hem de maliyet açısından kat maliklerini sıkıntıya sokabilmektedir.

Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, kat irtifakı kurulmuş ancak yapı kullanma belgesi alınmamış olan gayrimenkullerin kat mülkiyetine geçirilmesi süreci de zorluklar içermektedir. İlgili sürecin mahkemeye başvurularak gerçekleştirilmesi, kat maliklerinin yeteneklerine ve bilgi seviyelerine göre değişiklik gösterdiğinden, bu durum, tüm kat maliklerinin uzlaşması ve aynı hedefe yönelik hareket etmesini gerektirmektedir.

5721 sayılı kanun ile yapılan düzenlemelerin başarıyla uygulanabilmesi için, kat mülkiyeti sahiplerine daha fazla eğitim, bilgilendirme ve hukuki destek sağlanması gerekmektedir. Resmi kurumlar, bu konuda gereken rehberliği sağlayarak kat mülkiyeti uygulamalarının kolaylaşmasına yardımcı olabilir.

Kat Maliklerinin Hakları ve Sorumlulukları

5711 sayılı kanun, kat maliklerinin hak ve sorumluluklarını titizlikle belirlemiştir. Kat maliklerinin ortak alanlarda ve binaların dış görünüşü ile ilgili karar alma süreçlerinde belirli bir oy çoğunluğuna ihtiyaçları vardır. Örneğin, ortak yerlerde herhangi bir inşaat, onarım veya tesis işlemi yapılabilmesi için tüm kat maliklerinin yazılı rızasının alınması gerekmektedir. Ancak bu, acil onarımlar gibi istisnai durumlarda geçerli olmayabilir; bu durumlarda ilgili mahkeme kararıyla hareket edilebilir.

Kat mülkiyeti sahipleri, kendi bağımsız bölümlerinde anayapıya zarar verecek nitelikte değişiklikler yapamaz. Ayrıca, kendi bağımsız bölümlerinin bakımını yapmak ve düzenli olarak ortak alanların bakımına katılım sağlamakla yükümlüdürler. Kat maliklerinin, anlaşmazlık olması durumunda, yargı yoluna başvurabilmeleri için belirli sürelere dikkat etmeleri gerekmektedir. Örneğin, kat malikleri kurulu kararlarına itiraz için belirli sürelerin içinde başvurmaları gerektiği belirtilmiştir.

Kat mülkiyetinin kurulmasındaki en önemli unsurlardan biri de, tüm kat maliklerinin kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı olmasıdır. Kütük kaydı yapılmadığı sürece, kat maliklerinin hakları tam olarak güvence altına alınamaz. Bu nedenle, kat mülkiyetine geçiş sürecinde sürecin sağlıklı yönetilmesi büyük önem arz etmektedir.

Yönetim ve Denetim Süreçleri

5711 sayılı kanun, kat mülkiyetinin yönetimi için gerekli olan süreçleri de düzenlemektedir. Kat malikleri kurulu toplantılarının belirli aralıklarla yapılması gereklidir. Yönetim plânında belirtilmediği takdirde, bu toplantılar en geç iki yılda bir toplanmalıdır. Kat maliklerinin her birinin oy hakkı bulunmaktadır ve her kat maliki, kendi bağımsız bölümünü temsil etme hakkına sahiptir. Bu, kat mülkiyetinde demokrasinin sağlanması açısından önemli bir adımdır.

Toplantılarda alınan kararların uygulanması ve bu süreçlerin takibi, yöneticinin sorumluluğundadır. Yöneticiler, toplantıların gerçekleştirilmesinden, aldığı kararların hayata geçirilmesinden ve kat maliklerinin belgelerinin ve kayıtlarının zamanında tutulmasından sorumludur. Kat malikleri, yöneticinin faaliyetlerini denetleme hakkına sahip olup, herhangi bir olumsuz durumu tespit ettiklerinde, bu durumu hemen üst kurul veya mahkeme ile paylaşabilirler.

Kat mülkiyetinin yönetimi, hukuksal süreçlerin karmaşıklığı kadar süreklilik göstermelidir. Kat maliklerinin olası anlaşmazlıkları önceden önlemek için, iyi bir yönetim anlayışına sahip olmaları ve yönetim süreçlerine etkin bir şekilde katılmaları gerektiği unutulmamalıdır.

Sonuç

5711 sayılı kanun, kat mülkiyeti ve kat irtifakı konularında önemli değişiklikler getirmiştir. Ancak, bu değişikliklerin etkili bir şekilde uygulanması ve kat maliklerinin haklarının korunması için bilgi ve eğitim düzeyinin artırılması gereklidir. Kat mülkiyetinin kurulması ve yönetim süreçlerinde daha etkin ve adil bir yaklaşım benimsenmesi, olası anlaşmazlıkların önlenmesinde büyük rol oynamaktadır.

Sonuç olarak, kat mülkiyeti ve kat irtifakına ilişkin yasal düzenlemeler, monokültürel bir yönetim felsefesi ile değil, daha katılımcı ve şeffaf bir anlayış ile yönetime entegre edilmelidir. Yasal olarak belirlenen kurallar, hem kat maliklerinin haklarını koruyacak, hem de daha sağlıklı ve huzurlu bir yaşam alanı sunacaktır.

Scroll to Top